Necip Fazıl Kısakürek Edebi Kişiliği ve Çocuk Şiiri Tahlili

NECİP FAZIL KISAKÜREK
Necip Fazıl Türk edebiyatında önemli bir konuma sahiptir. Birçok şairin yakından takip ettiği Necip Fazıl, “Üstad”, “Kaldırımlar Şairi” ve “Sultanı’ş-Şuarâ” gibi isimlerle anılır. Çok çeşitli bir karakterdir. Bu yüzden eserleri de çok hareketlidir. Şiirlerini hece vezniyle kaleme alır. Çünkü güçlü, titiz, zaman zaman sıkıntılı, hoşsohbet ve nüktedan biridir. Bu yüzden bir sevinci veya bir hüznü çok güzel bir şekilde topluma yansıtır. Şiirlerinde kendinden izler de barındırır. 1934’ten ise mistik ve metafizik alana yönelir ve daha çok Müslüman insanın tramvalarını anlatır. Dili gayet sade ve anlaşırdır. Çünkü eserlerini toplum için kaleme almıştır. 
Necip Fazıl’ın eserlerinde ruhun izini de görürüz. Yani ruh çözümlemesini çok güzel bir şekilde işler. Şiirinde sıkça insan tahlillerine yer verir. İnsanın çektiği sıkıntıları gözler önüne serer.  Bu şiirinde de çocukların ıstırabını anlatır. Aynı zamanda Necip Fâzıl’ın kendi çocukluğundan yansımaları da şiirlerine görülür.

ÇOCUK ŞİİRİ
Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk…

Necip Fâzıl, bu kısımda yine çocukların feryatlarını, acılarını, kısacası çocukların yine dışarıdaki olaylardan habersiz bir yaşam mücadelesi verdiğini anlatmaktadır. Tasviri güçlü olduğu için çocukların iç dünyasını çok güzel bir şekilde yansıtmıştır. Bu beyitte çocukların aslında gül kadar temiz olduklarını ve bu dünyadan habersiz ağaç içinde kötülüklerden uzakta yetiştirilen çocukların temizliğini vurgular. 

Çocukta uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa ‘niçin, nasıl’ ve hayret…
Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür
Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür.

Bu beyitlerde ise çocukların bir uçurtma kadar özgür ruhlu olduklarını ancak artık gelişimini tamamlamış insanların çocuklar kadar şanslı olmadığını anlatır. Necip Fazıl eserlerinde ruh çözümlemesini çok iyi yapar ve keskin gözlemcidir. Çocukların Fatih neslinden gelecek kadar nurlu olduğunu ve yetişkin insanların nurunun söndüğünü vurgular. Çünkü günümüz insanları hep bir çıkar uğruna birbirine zarar vermektedir. Çocuklar ise duyguları ve düşünceleri temiz olduğu için onların çok özgürlüğünün bulunduğunu söyler. Zaten Necip Fazıl, şiirlerinde çocukların sıkıntılarıyla beraber kentleşmiş insanın vurdumduymazlığı da konu alınır.

Allah diyor ki: ‘Geçti gazabımı rahmetim!’ 
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim…

Bu kısımda ise Necip Fâzıl, çocukların masumiyetini Allah’ın rahmetine benzetir. Çocukları merhamet heykeline benzetir. Dünyanın zalimliklerinden habersiz olan bu çocukların merhametsiz insanların arasında yetim kaldığını vurgular.

Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın!

İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası…

İşte şiirin en can alıcı kısmı bu parçadır. Çünkü Necip Fazıl çocukluğunda da birtakım sıkıntılar yaşadığı için eserlerinde yansımasını görürüz. Bu ilk kısmında da çocuklukla yetişkinliğin apayrı bir yerde olduğunu yani çocukluğun başka yetişkinliğin başka manalar kattığını vurgular. Çocukken düştüğünde dizlerinin yara olması derdi varken, geliştikten sonra artık o küçük yaraların yetişkin insanları etkilemediğini, çünkü daha büyük dertleri olduğu için hayat derdine düşerek yaşamaya çalışmanın daha zor olduğunu vurgular.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ahmet Hamdi Tanpınar Edebi Kişiliği ve Annem İçin Şiiri Tahlili

Sezai Karakoç Özeti ve Kar Şiiri Tahlili